15.04.2008

Ram nedir ? ne işe yarar ?

RAM (Hafıza)

Bilgisayarda çalışmakta olan bir programa ait komutlar ve veriler ile daha sonra kullanılacak olan sonuç işlemleri hafızalarda saklanır.

İşlemci ihtiyaç duyduğu komutu ilk önce L1 cache hafızada arar. Eğer işlemcinin aradığı komut burada yoksa L2 cache hafızaya bakılır. Eğer burada da yoksa sırayla, RAM ve HDD üzerindeki sanal hafıza üzerinde arar. L1 cache hafıza bunlar içerisinde en hızlı olanıdır ve genellikle işlemcinin üzerine imal edilir. L2 cache hafıza ise L1 e göre daha yavaş olmasına rağmen gene de hızı çok yüksektir. Bir kısım işlemcilerde (Celeronların ilk nesillerinde olduğu gibi) L2 cache hafıza bulmayabilmektedir. Bu durumda L1 cache hafızaya sığmayan komutlar L2 olmadığı için direkt olarak daha yavaş olan RAM a yazılmakta ve işlemcinin performansı düşmektedir. L2 cache hafıza genelde işlemcinin yakınındaki yüksek hızlı hafıza çiplerinden oluşur.

RAM

Günümüz bilgisayarlarında hem okunabilen hem de yazılabilen RAM (Read Acces Memory – Rastgele Erişimli Hafıza)’ler kullanılır. RAM’ler birbirinden bağımsız hafıza hücrelerinden oluşur. Her hücrenin çift yönlü bir çıkışı vardır. Bu çıkış veri yoluna, veri yolu da işlemciye bağlanır ve işlemci ile RAM arasındaki bilgi alışverişi yapılır. Bu adresleme yöntemi ile RAM’deki herhangi bir hafıza hücresine istenildiği anda diğerlerinden bağımsız olarak ulaşılır. Rastgele erişim ifadesi buradan gelmektedir.

RAM’lerde bilgiye erişim hızı nanosaniyeler ile ifade edilir. Bu hız ortalama 50-60ns arasındadır. Fakat günümüzde kullanılan RAM’lerde bu hız 8ns ye kadar düşmüştür.

RAM’lerin kapasiteleri 16K’dan başlayıp 512MB’a kadar çıkmaktadır. Günümüz PC’lerinde ortalama 64MB RAM kullanılmaktadır.

DRAM (Dinamik RAM)

DRAM daha çok kişisel bilgisayarlarda kullanılan bir hafıza türüdür.

DRAM’lerde verilerin saklanması için üzerinde enerji depolayan kondansatörler kullanılır. Fakat bu kondansatörler zamanla (çok kısa zamanda) üzerlerindeki enerjiyi kaybederler. Dolayısıyla enerji varken 1 durumunda olan hücre enerji boşalınca 0’a döner. Bu durumda bir transistörün açılıp kapanması suretiyle sürekli olarak bu enerjinin tazelenmesi gerekmektedir. Dinamik ifadesi buradan gelmektedir.

SRAM (Statik RAM)

SRAM ’lerde DRAM’lerde olduğu gibi kondansatörler kullanılmaz. Bunun yerine her hücre için altı adete varan transistör kullanılır. Bu RAM’lerde bilgiler yüklendikten sonra sabit kalır. Sürekli enerji tazelemesi gerekmemektedir. Bu tip hafızalar daha pahalıdır. Bu yüzden kişisel bilgisayarlarda fazla tercih edilmemektedir.

EDRAM (Enhanced DRAM)

Geliştirilmiş DRAM’ler L2 cache hafızada kullanılır. 35 ns. DRAM içerisine 256 bayt 15 ns. SRAM eklenmesi suretiyle oluşturulmuştur. EDRAM aynı zamanda SRAM bölgeleri, verileri, yavaş olan DRAM bloklarından toplayabildiklerinden hız kazanır. Veri istendiğinde yavaş olan DRAM 128 bitlik bütün bir bloğu hızlı olan SRAM’ gönderir.

EDO RAMAnakart ya da video kartında ana hafıza olarak kullanılan EDO RAM ile CPU-hafıza bant genişliği saniyede 100 MB’dan 200 MB’a çıkarılmıştır. EDO RAM’ler Pentium işlemcili anakartlarda kullanılmıştır. Pentium II’ler ile EDO RAM’ler yerini SDRAM’lere bırakmıştır.

SDRAM (Senkronize DRAM)

İşlemcilerin hızlanması ile birlikte bu işlemcilerin maksimum seviyede işlem görebilmeleri için yüksek hızlı RAM’lere ihtiyaç duyulmuştur. SDRAM’le birlikte işlemci ve RAM birbirine aynı saat hızında kilitlenirler. Böylece işlemci ve RAM aynı saat hızında senkronize olarak çalışmaktadır.

Günümüzde kullanılmakta olan 66 MHz., 100 MHz, ve 133 MHz. SDRAM’ler vardır. Tercih edeceğiniz SDRAM tipi, işlemcinin kullandığı veri yolu saat hızı ile aynı olmalıdır. Yani 100 MHz. veri yolu kullanıyorsanız. PC 100 SDRAM kullanmanızda fayda vardır.

SGRAM (Senkronize Grafik RAM)

Video adaptörleri ve grafik hızlandırıcılarda kullanılan bir tür DRAM türüdür.

SGRAM’de SDRAM gibi 100 MH’e kadar CPU saat hızına kendini senkronize edebilir. Bununla birlikte yoğun grafik işlemleri için bant genişliğini artırmak amacıyla gizli yazma ve blok yazma gibi bazı teknikleri kullanır.

RDRAM

Kısaca RIMM olarak adlandırılan bu RAM, 100 MHz sınırını aşarak 400 MHz’e kadar hızlı bir performans sağlamaktadır. Bu RAM çeşidi i810E ve i820 chipsetlerle uyumlu olarak çalışmaktadır.

Bir Rambus DRAM, SDRAM’den çok daha yüksek bir performans sunar.

VRAM (Video RAM)

Video adaptörlerinin kullandığı özel amaçlı hafızalardır. Klasik RAM’in aksine, VRAM iki farklı aygıta eş zamanlı olarak bağlanabilir. Bu durum bir monitörün ekran güncellemesi için VRAM’a erişirken bir grafik işlemcinin de aynı zamanda yeni veriler sunmasına imkan verir. VRAM’ler DRAM’lerden daha pahalıdır ve daha iyi grafik performansı verirler.

ECC (Error Correction Code)

Bilindiği gibi bilgisayardaki bilgiler 1 ve 0’lardan oluşmaktadır. Bu değerler bazen ortam hataları, elektronik parazitler veya kötü bağlantılar gibi sebeplerden değişebilmektedir. Mesela 1 değeri 0’a dönüşebilir. Bu durum karşısında hatayı düzeltmek için ECC parite biti kullanılır.


Bios nedir ? ne işe yarar ?

Çok küçük kapasiteye sahip olan ve oldukça basit işlemler gerçekleştiren BIOS’ta en ufak bir sorun yaşanırsa bilgisayarınız devre dışı kalabilir.
Bilgisayar ile gerçekleştirilen her türlü işlemde, işlemcinin önemli bir görevi vardır. İçerisinde milyonlarca transistoru barındıran ve ana işlevi kendisine verilen komutları işleme dönüştürmek olan işlemci, bu esnada en çok bellek ile veri alışverişinde bulunur. Tüm verileri depolama görevini üstlenen sabit disk, bu veriyi öncelikle belleklere yollar. Bellekler ise aynı şekilde veriyi işlemciye gönderir. Bu döngü sürekli olarak sürer ve veri, sabit disk, işlemci ve bellek arasında gidip gelir. Ancak bilgisayarlar için öyle bir an vardır ki işlemci için gereken veri, doğrudan elde edilemez. Bu olay bilgisayarın ilk açıldığı anda karşımıza çıkar. İşlemci sistem açılışı anında sabit diske erişmek ister. Sabit diske erişimin gerçekleşebilmesi için bilgisayarın sistemle ilgili ana bilgileri elde etmesi gereklidir. Bu bilgiler ise sabit diskte saklıdır. Yani bu durumda sistemin açılması için gerekli olan bilgi sabit diskte bulunmasına rağmen sistem bileşenleri aktif hale geçmediği için sabit diske erişim mümkün değildir. Bu durumu anahtarı içinde saklı olan bir kasaya benzetebiliriz. Anahtara erişim olmadığı için kasa açılamamaktadır. Kasa açılamadığı için de anahtara erişilememektedir. İşte bu sorunu aşmak için sistemi tanımlamaya yarayan ve oldukça az yer kaplayan bilgiler başka bir ortamda tutulmalıdır. Bu ortam BIOS yongasıdır.
BIOS’un görevi
BIOS (Basic Input-Output System) kelimesinin anlamı ‘Ana giriş-çıkış sistemi’dir. BIOS içerisinde sistemin ilk açılışını gerçekleştirmek için yeterli derece bilgi yer alır. Açılış sırasında BIOS tarafından yapılan ilk iş CMOS bilgilerini kontrol etmektir. CMOS belleğinin görev yapabilmesi için çok zayıf elektrik akımı yeterlidir ve bu akım anakartlar üzerinde yer alan saat pilleri tarafından karşılanır. Bu enerji ihtiyacı o kadar düşüktür ki bir pil herhangi bir sorun olmadığı sürece beş yıl bile yeterli olabilir. CMOS içerisinde BIOS tarafından saklanamayan bellek gecikme süreleri gibi bazı değişkenler yer alır. Bildiğiniz gibi bu değişkenlerin otomatik olarak algılanmasını seçebileceğiniz gibi kendimiz de manuel olarak girebiliriz. Yaptığımız değişikliklerin kaybolmamasını bu pil sağlar. Bazen kullanıcılar bilgisayarlarının saatinin ve tarihinin sürekli sıfırlandığından şikayetçi olur. Bu olayın sebebi anakart üzerindeki pilin bitmesi ya da bitmek üzere olmasıdır. Saat ve tarih bilgileri silinse de anakart bileşenleri ile ilgili pek çok diğer bilgi silinmez. Çünkü bu bilgiler CMOS altında değil BIOS yongasının esas belleğinde bulunmaktadır. BIOS altında yer alan bu esas belleğin değişimi ancak BIOS güncellemesi sırasında gerçekleşir. Örneğin kullanmış olduğunuz anakart, yapılan bir BIOS güncellemesi sonrasında en yeni işlemcileri tanır hale gelebilir. BIOS güncellemesinin son derece riskli olmasının altında yatan neden de budur. Güncelleme sırasında oluşabilecek elektrik kesintisi gibi bir sorun ya da başka bir anakarta ait olan güncelleme dosyasının yüklenmesi anakartı kullanılmaz hale getirebilir. Bunun sebebi BIOS içindeki ana belleğin hasar görmesidir. Böyle bir sorun oluştuğunda bilgisayar hiçbir şekilde açılmaz.
Açılış sırasındaki adımlar
CMOS altındaki tüm değerler yüklendikten sonra güç yönetim özellikleri aktif hale geçer ve görüntü kartı tanımlanır. Günümüzdeki görüntü kartlarının kendilerine ait birer BIOS yongası bulunmaktadır. BIOS görüntü kartını bulduğu anda kartın içerisindeki BIOS bilgisini okuyarak özelliklerini hızlı bir şekilde öğrenir ve ekrana yansıtır. Bu nedenledir ki bilgisayarınızı açtığınızda ekrana gelen ilk görüntü, ekran kartının modeli ve belleği ile ilgili bilgi satırıdır. Daha sonraki aşama POST (Power On Self Test) olarak adlandırılır. POST sırasında anakarta bağlı PS/2 ve USB tipindeki klavye ve farelerin taraması yapılır. Hemen ardından tüm PCI yuvaları taranarak mevcut kartlar listelenir. Eğer CMOS ayarları altında ‘Quick Power On Self Test’ yani ‘Hızlı POST’ aktif hale getirilmemişse bellekler denetlenir. Denetleme sırasında sistem belleği ya da bellekleri okuma ve yazma testine tabi tutulur. Bu işlemler sırasında bilgisayardan gelebilecek sesli uyarı sinyalleri donanımsal bir sorun olduğunu belli eder. Çünkü henüz işletim sitemi ile ilgili hiçbir dosya yüklenmemiştir.
POST işlemi başarılı şekilde sonuçlandığında IDE cihazları kontrol edilmeye başlanır. Cihazların kontrol edilmesi her bir IDE kablosuna sırayla sinyal gönderilerek yapılır. Sinyal geri dönmediğinde bu kanalın boş olduğu varsayılır. Sinyal döndüğü takdirde türüne bağlı olarak cihazın modeli, markası, kapasitesi ve özellikleri ile ilgili bilgiler elde edilir.
Yanlış BIOS ayarları sisteme zarar verebilir mi?
BIOS altındaki bazı ayarlarda değişiklik yapılması sistem bileşenlerinin zarar görmesine sebep olabilir. Özellikle yeni nesil anakartlarda yer alan işlemci ve bellek gerilim ayarları, son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Örneğin bu değerlerin 0.5 Volt arttırılması bile işlemcinin yanmasına sebep olabilir. Bunun yanında yüksek frekanslarda çalışan ve oldukça fazla ısınan işlemcilerin ısı değerleri çok iyi şekilde takip edilmelidir. Çoğu anakartta yer alan ısı kontrolcüleri BIOS altındaki ayarlarla denetlenmektedir. Bu ayar sayesinde ısı değeri belli bir değeri aştığında sistemin kapanması sağlanabilir. Bu ayar bölümündeki eşik sınır değeri 70 C iken değişiklik yapılıp tamamen devre dışı kalması sağlanırsa işlemcinin ısınarak yanması ihtimali doğabilir. Elbette bu sonucun doğması için işlemci fanının arızalanması ya da yerinden oynaması gereklidir.
Boot işleminin detayları
Tüm anlatılan aşamalar atlatıldıktan sonra işletim sitemi yüklenmeye başlanır. Elbette bu aşamada açılış için kullanılan sıralama dikkate alınır. Eğer açılış sırası ‘A, C, CD-ROM’ şeklinde ise ilk önce disket sürücü yuvası kontrol edilir. Sırasıyla açılış sırasındaki tüm cihazlar işletim sistemi için gerekli dosyaları içermiyorsa bu durumda ekrana hata uyarısı gelir.
İşletim sistemi açıldıktan sonra BIOS’un devre dışı kaldığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Belli bir uygulama, işlemciyi devreye sokmak istediğinde özel bir sinyal gönderir. İşlemci BIOS bilgisini inceleyerek veri göndermekte olan bir bileşen olup olmadığını kontrol eder. Örneğin veri girişi olduğu sürece klavyeden gelen sinyaller de bu şekilde iletilir. İşlemci ve bellek bu sayede veri iletişimini sağlıklı şekilde gerçekleştirir.
Güncelleme dikkat ister
Bilgisayarınızdaki anakartın BIOS bilgilerini güncelleyebileceğinizi ama bu işlemin riskli olduğunu söylemiştik. Bu durum bazen şart olabilir. Örneğin 3 - 4 yıllık bir bilgisayar yeni almış olduğunuz 80 GB kapasiteli sabit diski tanımayabilir. Bu durumda anakart üreticisinin internet sitesini kontrol edip yeni bir BIOS sürümü olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Bilgisayarınızla ilgili bir sorununuz olmadığı sürece BIOS güncellemesi yapmayı denemeyin. Bazı anakartlarda BIOS’un güncellenmesini engelleyen bir jumper bulunur.
Bu jumper’ı farklı bir konuma getirmediğiniz sürece güncelleme mümkün olmaz. BIOS bilgilerini silme özelliğine sahip bazı virüslerden bu şekilde rahatlıkla korunabilirsiniz. Diğer yandan Gigabyte firmasının kullandığı Dual-BIOS teknolojisi de oldukça faydalı bir özellik. Bu teknoloji BIOS’un birebir kopyasını içermekte ve bir sorun olduğu anda diğer kopya devreye girerek anakartı korumakta.
Disket sürücü, sistem açılışını engelleyebilir
BIOS altındaki ayarlar da ile ilk açılış cihazı olarak disket sürücü seçilmiş ise ve disket sürücü içinde sistem disketi olmayan bir disket mevcut ise sistem açılışı yarıda kalacaktır. Bunun nedeni BIOS’un disket sürücüyü otomatik olarak geçme özelliğinin olmamasıdır. Halbuki ilk cihaz olarak CD-Rom seçilse, sürücü içinde sistem açılış CD’si olmadığında derhal bir sonraki açılış cihazına geçilir. Tüm disketler Windows altında formatlandığı anda ilk sektöre özel bir bilgi yazılır. Açılış disketi olarak formatlanmamış disketler sistemi beklemeye alır. Hiç formatlanmamış disketler ise işleme tabi tutulmadığından açılışı engellemezler.

Bilgisayarınızı arındırın temizleyin

Sistemindeki dijital çöplüklerden kurtulmanızı ve sistem performansınızı arttırmanızı sağlayacak beş yöntemi açıklıyoruz.
B ilgisayarım mı yavaşlıyor yoksa bende mi bir sorun var? Bu bilgisayarı yeni aldığımda sanki daha hızlı çalışıyordu gibi yakarışlarla sık sık karşılaşıyoruz. Sizde bir sorun olup olmadığını bilemeyiz ama sisteminizde her geçen gün büyüyen bir dijital çöplük olduğunu ve bu yüzden performansınızın zamanla düşeceğini söyleyebiliriz. Dijital çöplük dediğimiz şeyse ihtiyacınız olmayan verilerden, dosyalardan, gereksiz programlardan ve sisteminizden kaldırdığınız programların artıklarından oluşur.

Silindikten sonra registry’nizde oluşturduğu anahtarları kaldıramayan beceriksiz programlar ve sisteminizden silinmemek için elinden geleni yapan haysiyetsiz spyware’ler elbette sisteminizin sınırlarını zorlayacaktır. Fakat bunların tümünden kurtulmanız mümkün. Anlatacağımız yöntemleri uygulayarak PC’nizi temizledikten sonra sisteminizin ferahladığına ve gözle görülür bir hız artışına şahit olacaksınız. Bu yöntemleri alışkanlık haline getirmeniz ve yazımızdaki sıraya göre uygulamanız da yararlı olacaktır.

1

Gönderilen öğeler klasörünüzü boşaltın
Neredeyse tüm e-posta istemcileri gönderdiğiniz her mesajın bir kopyasını saklar. Eposta mesajlarının boyutları çoğunlukla küçük olsa da toplamı düşündüğümüzde bu boyut hızla artar. Sık sık e-posta ile büyük dosyalar gönderiyorsanız durum daha da vahim hale gelebilir. Saklanan bu mesajların sabit diskinizdeki kopyasını veya e-posta mesajını gönül rahatlığıyla silebilirsiniz. Gönderdiğiniz dosya artık işinize yaramıyorsa her iki dosyayı da silmenizi öneririz.
Gönderilen Öğeler (Sent Items) klasörünü açın ve boyut sütunun göründüğünden emin olun. Outlook Express’te Görünüm > Sütunlar’ı açarak Boyut’u işaretlemeniz yeterli. Outlook’ta ise Görünüm > Geçerli Görünüm > Geçerli Görünümü Özelleştir’i seçin ve Alanlar butonuna tıklayın. Artık e-posta istemcimizde gördüğümüz Boyut sütununa tıklayarak mesajlarınızın boyuta göre sıralanmasını sağlayabilirsiniz. Mesajlarınızı baştan aşağı tarayın ve fazla yer kaplayan gereksiz mesajları silin.

Outlook’un gönderdiğiniz epostaları belli bir süre sonra silmeye yarayan bir özelliği de bulunuyor. Bunu kullanmak için Araçlar > Seçenekler’e girin. Diğer sekmesini seçin ve Otomatik Arşiv düğmesine tıklayın. Burada eski mesajlarınızı tamamen silmenizi ya da arşivlemenizi sağlayacak seçenekleri bulabilirsiniz. Farklı bir e-posta istemcisi kullanıyorsanız, eski mesajlarınızı tarihe göre sıralayarak 30 günden eski mesajları seçmeyi ve toplu olarak silmeyi deneyebilirsiniz.

2

Medya dosyalarınızı azaltın
Hiçbir şey sabit diskinizi medya dosyaları kadar hızlı dolduramaz. Dijital fotoğraflar, MP3 ler, DVD rip’leri ve ev yapımı MPEG filmleriyle dolacak bir disk için günümüzde 80 GB bile yetersiz kalıyor. İşte medya koleksiyonunuzun sabit diskinizi işgal etmemesi için kullanabileceğiniz birkaç yöntem:

Dijital medya dosyalarınızı bir klasörde toplayın

Windows XP tarafından otomatik olarak oluşturulan Belgerim altındaki Müziğim ve Resimlerim klasörleri bu iş için uygundur. Videolarınız, taradığınız resimleriniz veya diğer dosyalarınız için farklı klasörler de oluşturabilirsiniz. Tüm medya dosyalarınız tek bir yerde toplanırsa kontrol altında tutulmaları ve yedeklenmeleri daha kolay olacaktır. Windows’la birlikte Belgelerim klasörünüzün de bulunduğu disk bölümü hızla doluyorsa ve başka bir diskiniz daha varsa, Belgelerim klasörünüzü taşıyabilirsiniz. Bunu yapmak için Belgerim’e sağ tıklayıp Özellikler’i seçin ve yeni bir hedef girdikten sonra Taşı butonuna basın.

Fotoğraf arşivinizi küçültün

Dijital fotoğraf makinesiyle çektiğimiz fotoğrafları sabit diskimize aktardıktan sonra genelde kötü çekilmiş veya neredeyse birbirinin aynısı olan pozları da saklarız. Makinen çözünürlüğü arttıkça bu fotoğrafların her birinin boyutu da artacaktır. Bunlardan kurtulmanın en kolay yolu bir küçük resim izleme aracı kullanmaktır. Thumbnail da dediğimiz küçük resimleri görmek için Windows Explorer yeterlidir. Fotoğraflarınızın bulunduğu klasörde Görünüm > Küçük Resimler’i tıklayarak tüm fotoğraflarınızı görebilirsiniz. Böylece başarısız çekimleri kolayla eleyebilir ve benzer fotoğraflar arasından en iyisini seçebilirsiniz. Fotoğraflarınızın hiçbirini silmeye kıyamıyorsanız, en iyi çözüm hepsini bir CD’ye ve DVD’ye yazmak olacaktır.

Önemsiz video dosyalarını saklamayın

Dijital video dosyaları çok fazla yer kaplar. DV kayıt cihazınızdaki dosyaları sadece işlenmek üzere sabit diskinize aktarın. Dosya üzerinde gerekli işlemleri yaptıktan sonra hemen DVD’ye veya CD’ye yazmayı ve diskinizdeki kopyayı silmeyi alışkanlık haline getirin.

Çift MP3’lerden kurtulun

MP3’lerinizi farklı kaynaklardan derliyorsanız ve dosyalarınızı yönetmek için bir veritabanı kullanmıyorsanız, elinizde bazı şarkıların ikişer kopyasının bulunması muhtemeldir. Bu sorun genelde MP3 dosyalarının isimlerinde kullanılan farklı biçimlerden kaynaklanıyor. Elinizdeki dosyalar albüm adı, şarkı adı ya da sanatçı adıyla başlıyor olabilir. Kendinize uygun bir dosya adı formatı belirleyin (örneğin ‘şarkı – sanatçı.mp3’) ve tüm dosyalarınıza bu şekilde yeniden adlandırın. Windows aynı klasörde aynı isimde dosyaların bulunmasına izin vermediğinden, Paint It Black, Aftermath – Rolling Stones.mp3 gibi bir şarkının Rolling Stones – Paint It Black.mp3 adı altında zaten var olduğunu fark edebilirsiniz. Bunu yapmaya üşeniyorsanız, dosyaları boyuta göre sıralayıp boyutu aynı görünen şarkıları kontrol etmeyi deneyebilirsiniz.

Oluşturduğunuz dosyaların eski sürümlerini silin

Bilgisayarınızda çizim yapıyor, animasyon hazırlıyor veya grafik işleriyle uğraşıyorsanız üzerinde çalıştığınız belgenin birçok eski sürümünü ayrı ayrı kaydetmiş olabilirsiniz. Eski sürümlerde kaybolmasını istemediğiniz farklı bir teknik yoksa bunları gönül rahatlığıyla silebilirsiniz.

3

Reklam ajanlarına savaş açın
Spyware ve adware adı verilen küçük uygulamalara karşı dikkatli olmalısınız. Bunlardan kurtulma ve korunma konusunda detaylı bilgi için geçen ayki kapak konumuzu incelemenizi tavsiye ederiz. Burada sadece konuyla ilgili önemli noktalara değineceğiz. ‘Bedava’ olduğu iddia edilen birçok yazılım, internet alışkanlıklarınızı çeşitli reklam kuruluşlarına ileten küçük programlarla birlikte kurulur. Kısa süre içinde sisteminizde reklam pencereleri açmaya başlayan bu programlar sisteminizi yavaşlatır, registry’nizi şişirir ve bant genişliğinizi kullanırlar. Genelde çok küçük uyarılarla yüklenen bu programların hiçbir uyarı olmaksızın sisteminize yerleşerek silinmemek için tüm gücüyle savaşan bazı alçak versiyonları da bulunuyor. İçinde spyware olduğunu bildiğiniz bir programı yüklemeyin ve bilginiz yoksa lisans anlaşmasını dikkatle okuyun. Ayrıca Google’da ‘program adı spyware’ şeklinde bir arama yaparak bu programdan dert yanan web sitelerinin olup olmadığını görebilirsiniz.

Spyware’ler programların yanı sıra web siteleri üzerinden de dağıtılabilirler. Aniden açılan bir pencere sisteminize herhangi bir şey kurmak isteyip istemediğinizi sorarsa asla Evet’e tıklamayın. Web tarayıcınızın güvenlik ayarları yetersizse bazı web siteleri izninizi almaksızın sisteminize spyware kurabilir. Bunu önlemek için Internet Explorer 6’da kapatmanız gereken iki ayar bulunuyor. IE’yi açın ve Araçlar > Internet Seçenekleri’ne girin. Gelişmiş sekmesine tıklayın, Tarama bölümünde göreceğiniz ‘İstendiğinde Yükleme Özelliğini Etkinleştir (Diğer)’ ve ‘İstendiğinde Yükleme Özelliğini Etkinleştir (Internet Explorer)’ seçeneklerindeki işaretleri kaldırıp Tamam’a tıklayın. Sisteminize spyware veya adware bulaştıysa, bunlardan kurtulmanız için tasarlanmış yazılımları kullanabilirsiniz. Bizim favorilerimiz ücretsiz olmasıyla dikkat çeken SpyBot Search & Destroy ve ücretli alternatifi Spy Sweeper. Sisteminize hiçbir ajanın sızmadığından emin olmak için bu programlardan birini düzenli olarak çalıştırmanızı öneririz.

4

Kayıt defterinizi temizleyin
Windows Kayıt Defteri’ndeki (registry) geçersiz, yanlış veya hasar görmüş anahtarlar da dijital çöplük listemizin üst sıralarında yer alıyor. Windows’la ilgili en önemli bilgilerin saklandığı Kayıt Defteri’nde yapılacak yanlış bir değişiklik sisteminizin açılmamasına sebep olacağı için genelde Kayıt Defteri’yle uğraşmaktan korkulur. Fakat sisteminize yeni programlar kurdukça, güncelledikçe ve kaldırdıkça Kayıt Defteri’nize yeni veriler eklenir. Kayıt Defteriniz genişledikçe Windows’un geçerli anahtarları arayıp bulma süresi uzar ve sisteminiz yavaşlar. Kayıt Defteri’ni temizlemenin en güvenli yolu bu iş için hazırlanmış yazılımlardan yararlanmaktır. Fix-It Utilities paketine dahil olan RegistryFixer veya Rose City Software tarafından hazırlanan Registry First Aid işinizi görecektir. Registry First Aid herhangi bir işlem yapmadan önce registry’nizin yedeğini alıyor ve Windows’unuza zarar vermeyeceğini tespit ettiği anahtarları siliyor. Bu programlardan birisini kullanarak belli aralıklarla kayıt defteri temizliği yapmanızı öneriyoruz. Daha önce bu yöntemlerden birini veya birkaçını uygulamış olabilirsiniz. Fakat sistem temizliğiniz için önemli olan tüm bunları alışkanlık haline getirmek ve düzenli olarak uygulamaktır. Böylece sisteminizin her zaman ilk günkü gibi sağlıklı çalıştığından emin olabilirsiniz.

5

Diskinizi temizleyip birleştirin
Windows Disk Temizle aracı sabit diskinizde önbelleğe alınmış ve daha silinmemiş dosyaları ve geçici internet dosyalarınızı siler. Disk Temizleme’yi çalıştırmak için Başlat > Programlar > Donatılar > Sistem Araçları > Disk Temizleme’yi tıklayın. Silmek istediğiniz kategorileri seçip Tamam’ı tıklamanız yeterli. Disk Temizleme’yi kullandıktan sonra sabit diskinizi birleştirin. Windows 2000 ve XP’nin kendi defragmantasyon araçları vardır. Yine Sistem Araçları menüsüne girerek Disk Birleştiricisi’ni seçip işleme başlayabilirsiniz. Fakat Diskeeper 8.0 veya PerfectDisk 6.0 gibi bu iş için özel olarak geliştirilmiş yazılımları kullanırsanız daha verimli sonuçlar elde edebilirsiniz. Windows yeni oluşturduğunuz dosyaları daha önce sildiğiniz dosyaların oluşturduğu boşlukların üzerine yazar. Dosyanın hangi parçasının diskin neresinde bulunduğu Windows tarafından kesin olarak bilinir, fakat bu parçalara ayrı ayrı ulaşmak doğal olarak zaman alacaktır. Diskinizi birleştirdiğinde dosyayı oluşturan parçalar bir araya getirilerek verilere daha hızlı fiziksel erişim sağlanır.

chat

ı|ı haberler ı|ı